8 Eylül 2016 Perşembe

Bi bok yok işte

Bana yapılan haksızlıkların benim suçum sayıldığı bir hayatı yaşamaktan sıkıldım.
Bu mantığı kuranları tebrik ediyorum, evet hep ben suçluyum: Sizin hayatınızı da kendi hayatımı da ben bok ediyorum. Elimde olmayan şeyleri bilerek ben yapıyorum. Aman asla tartışmada haksız çıkmayın, haksız çıkarsanız siz ölebilirsiniz ama ben ölmem!

Şu günlere şahit olacağıma, böyle bok gibi biri olacağıma keşke erken yaşta ölüp gitseydim.
Olduğum insana bakınca içim bulanıyor, tiksiniyorum, kendimi kalıplaşmış stereotiplere benzetip sonradan benim hayatımın baştan sıçık olduğunu ve herhangi bir stereotipe koymama gerek kalmadığını, medyada o kadar kötümser bir şey bulamayacağımı farkediyorum.

Gerçekten keşke erkenden ölseydim, bu kadar iğrenç şeylere tanık olmak zorunda kalmaz, bu kadar aptal ve mide bulandırıcı çarpışık insanlarla tanışmazdım.

Yakındıkça başına daha kötüsü gelir ya, artık başıma neler gelir bilemiyorum; savaş mı çıkar evden mi atılırım yoksa evden mi kaçarım bir bok bilmiyorum. Muhtemelen buna da layığımdır!

Çaresizliğin kaçıncı evresindeyim bilmiyorum ama kendimi ifade edebildiğim tek duygu öfke.
Sinirden kudurmazsam, bağırarak konuşmazsam, duvarlara vurmazsam kimse beni dinlemiyor. Aferin, ne kadar güzel eğitmişsiniz beni. Değerimi ancak şiddetle elde edebiliyorum, kimsenin kıçına takması gereken saygı duyması gereken bir insan değilim. Hatta insanlığım bile tartışılır.

Bok bile toprakta çözünüp bir şeye yarıyor, ben onu yapmayı bırak toprağa karışmak için ölmeyi bile beceremiyorum.
Öleyim de kurtulun ne olursunuz, en azından değerim artar.

Ama cnm svdiklerni düşşŞhünn!!!!111
Bıktım şunu duymaktan da, herkes o hormonu hissettiğine kendini inandırabilecek kadar aptal değil kusura bakmayın. Olmuyor yani.