BU YAZIYI KEPİSILOGLA YAZMAYA KARAR VERDİM- desem yalan olacak. Çünkü insan gibi yazacağım. Kepisılog(Capslock) sadece karşılıklı sohbetlerde eğlenceli oluyor.
Şu sıralar kendimi, insanları bloglarına yaptığım yorumlarla intiharın eşiğine sürükleme gibi absürt eğilimler içerisine saplanıp kalmış olarak bulmaktayım ve bu çok üzücü. Zaten eskiden de yeterince maldım. Bu ultra mallık gücü nereden çıktı anlayamıyorum.
Ve evet, yine saçma sapan işlerle meşgulüm. 2 kitap birden okuyorum. Arada indirmiş olduğum filmleri izliyorum. Saçma salak resimler çizip, tekrar tekrar siliyorum. Günde elli defa blogger'ı kontrol ediyorum. Deviantartta milletin resim göndermesini bekliyorum. Falan filan...
Gelelim kitaplara... HOH HOH HOH!!! *Noel Baba gülüşü*
KİTAP BOMBARDIMANI PART # 2
Kitaplardan eninde sonunda bahsedecektim ama artık tanıtım yapmaktan vazgeçtim. Tanıtım yapmak beni öldürüyor. Ayrıca okul açıldığından beri çok fazla kitap okuduğumun farkına vardığım için son 1 aylık süreyi ele almaya karar verdim. Gerçi asıl kitap bombardımanını son 1 aydır yaşıyorum ya neyse. -_-"
Öncelikle sıra cidden karışık olacak. Uyarmam gerekiyor gibi hissettim U_U
UYUMSUZ - Veronica Roth
Beatrice Prior'ın Chicago'sunda toplum, her biri belli bir erdemi yaşatmaya adanmış beş topluluğa bölünmüş durumda. Dürüstlük, Fedakarlık, Cesurluk, Dostluk ve Bilgelik.
Her yıl, belli bir günde bütün on altı yaşındakiler, hayatlarının geri kalanında birlikte yaşayacakları grubu seçmek zorunda.
Beatrice, hem ailesiyle kalmak, hem de kendi benliğini bulmak istiyor ama ikisini birden seçemez.
Bu nedenle kendisi dahil, herkesi şaşırtan bir seçim yapıyor.
Genç yazar Veronica Roth heyecanlı seçimler, kalp kıran ihanetler, kan donduran sonuçlar ve beklenmedik aşklarla dolu karanlık bir geleceği anlatan gerilim serisinin ilk kitabıyla edebiyat sahnesine çıkıyor!
Uyumsuz Veronica Roth'un ilk kitabı. Çok muhteşem bir kitap değil ama yine de güzel ve biraz da farklı. Yani öncelikle asıl kız, Beatris(ya da Tris), şansından ölecek hastalığına yakalanmış abazanın önde gideni değil. Olaylar gerçekçi çünkü Tris her şeyden son anda sıyırmıyor, genelde başına kötü şeyler geliyor. Kitabın inandırıcı olmayan tek kısmı Tris'in dövüşmeyi bir anda öğrenmesi ve Dört'ün (asıl oğlan) tam da okurun canı çekmeye başladığı "Öf, bir Dört gelse de okuyacak bir şey çıksa -_-" dediği anlarda ortadan çıkmasıydı. Dövüş öğrenmesinin üzerinden özensiz geçilmesine sinir olsam da Dört'ün sürekli olaya katıldığı sahnelerde pek sesimi çıkarmadım. Çünkü O DÖRT. ASDFKJSLD DÖRT DÖRT DÖRT DÖRT. SİPER BİR İNSAN DÖRT. TRIS'LE DÖRT'Ü SHIPLİYORUM BEN. OTPOTPOTPOTPOTP U_U (Yazar bu kısımda sürekli ergen kitapları okumasına rağmen hala hormonlardan nasibini alamadığını ve akıl sağlığının yerinde olmadığını gözler önüne seriyor.)
Hah, bir de son olarak Uyumsuz'u bazıları açlık oyunlarına benzetmiş. Distopik bir kitap olduğu için, tamam, eninde sonunda bir şeyler benziyor gibi olabilir ama olay örgüsü bakımından pek(hiç) alakası yoktu.
PS: FOUR IS OUR KING!!!!!111!
MELEZ SÖZLEŞMELERİ - Jennifer L. Armentrout
Melez sözleşmeleriiiiiiiiaaaaaaaaaağğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğ!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Son 3 haftadır blogda tanıtmak için bir tarafımı yırtıp da bir türlü üşenmemi önleyemediğim seri.
Öncelikle şu var ki, Jennifer Armentrout bir psikopat. Ruhsal problemleri var. Ciddi anlamda mükemmel karakterleri var. Bunların hepsini geride bırakıyorum, bu kadının yazdığı kitapların en güzel kısmı normal Young Adult kitaplarından daha gevşek ve mizahi bir tarzda yazması. Ve dışarıdan bakıldığında çok sıradan konuları var gibi dursa da yazar kendini okutuyor. GERÇEKTEN OKUTUYOR.
Melez Sözleşmeleri #1 : Melez
Hematoi ırkı, tanrılarla yaratıkların soyu. İki Hematoi çocuğu Safkan sayılıyor ve tanrısal güçlere sahip oluyor. Hematoilerle ölümlülerin çocukları olan Melezlerde ise bu güçler yok. Bu melezlerin sadece iki seçeneği var: eğitimli birer Avcı olup iblis avlayabilir ya da Safkanların evlerinde kölelik yapabilirler.
Bir Melez olan Alexandria, yaşamını tuvalet temizleyerek geçirmek yerine tehlikeye atmaya razı ama bunu da yüzüne gözüne bulaştırabilir. Avcılık öğrencilerinin uyması gereken belli kurallar var. Alexin bu kuralların hepsiyle başı dertte ama en fazla birinci kural onun için büyük sorun: Safkanlarla Melezler arasında ilişki yasak.
Ne yazık ki Alex, Safkan Aidena çok fena âşık. Ancak bu aşk onun tek büyük sorunu değil; daha büyük bir sorun, okuldan mezun olana kadar hayatta kalmak ve bir Avcı olmak.
Görevinde başarısızlığa uğrarsa ölümden ya da kölelikten de kötü bir son onu bekliyor: bir iblise dönüşmek ve Aidenın avı olmak.
Melez, Yunan Mitolojisine bambaşka bir bakış açısı kazandırıp dünyada büyük yankı uyandıran Melez Sözleşmeleri serisinin ilk kitabıdır.
Öncelikle Melez Sözleşmeleri Yunan Mitoloji'sinden çok vampir fantezisine kaçmış. Vampir akademisiyle aralarında ciddi bir benzerlik var. Tek fark burda vampirlerin seksi olarak nitelendirilememesi. ÇÜNKÜ İBLİSLER.
İblisler, aslında dönüştürülmüş Safkanlar. Safkanlar ve Melezler kanlarında eter denilen tanrısal bir madde taşıyor ve iblisler de bunları yiyor. Tabi Melezler daha çok atıştırmalık olarak gidiyor.
Safkanlar 4 element'ten birini veya güçlülerse ikisini kullanabiliyor, melezler tırt ama iblislerin gerçek yüzünü görme yetenekleri var. Bir de Apollyon'lar var. Apollyonlar da Avatar çakması, seçilmiş melezler. 4 elemente de hükmedebiliyor, ayrıca da akaşa denilen tanrısal bir elementi kullanabiliyorlar.
Bence bu kadar ön açıklama yeter.
Öncelikle kitap Alex elinde titanyumdan bir kürekle iblislerle savaşırken başlıyor. Ben orda biraz "Eheh... Kürek mi? İblis mi?saDfasldkfjASDJÇFasLDKFAJD" diye dumur olmuştum. Ama sonradan işler yoluna girdi. Alex'i tanımaya başladık. Çenesi hiç durmuyor ve bela başından eksik olmuyor. Alex'in en yakın arkadaşı Caleb adında bir oğlan. Alex'in uğrunda salyalar akıttığı Aiden de sorumluluk sahibi bir tip. (NOT: Alex ilk başta kendi kendine gelin güvey oluyor Aiden'le laskdfj) Alex'in eğitimini üstleniyor, olaylar gelişiyor desek yalan olmaz. Son olarak da çakma avatar Apollyon Seth var, ki ben hala o karakterin benden çalıntı olduğunu düşünüyorum. U_U (Evet, sarışın, sarı gözlü ve narsist. Daha ne olsun?)
Neyse ben anlatamıyorum. Sevdiğim şeyleri asla adam gibi anlatamam zaten.
Melez Sözleşmeleri #2 : Safkan
Bir yanda ihtiyaçlar. Bir yanda kader...
Doğaüstü bir yaratık olmak tam olarak muhteşem bir şey değil; özellikle her gittiğin yere "diğer yarının" da gittiği düşünülürse. Seth, eğitimde, ders dışında ve hatta yatak odasında Alexandriayla birlikte ve bu hiç de eğlenceli değil. Aralarındaki bağın kabuslardan uzak kalmak gibi faydaları da var ama Alexin safkan yasak aşkı Aidena olan hisleri üzerinde hiçbir etkisi yok. Ya da Aidenın onun için feda edecekleri üzerinde.
İblisler binayı istila edip öğrencilere saldırınca tanrılar furileri salıyor üzerlerine. Furiler, öğrencilere ve tanrılara karşı en ufak tehdidi ortadan kaldırmakla görevliler, buna Alex ve diğer Apollyon Seth de dahil. Bu sorunlar yetmezmiş gibi, gizemli bir varlık Sethi tehdit ediyor, Alex de tehlikede. İşin içine tanrılar girince bazı kararlardan geri dönmek çok ama çok zor. Alexandria kaderinde yazanla bilinmez arasında bir seçim yapacak.
Safkan, Melez Sözleşmeleri serisinin ikinci kitabıdır.
Öncelikle... Ihm. Ben bu kitap tanıtımına çok sövmüştüm. Çünkü neblim yani olum... Koskoca kitap. Bari cümle devrik olmasaymış. klasj
Spoiler vermemek için bir tarafımı yırtıyorum ama tanıtımlar bana mısın demiyor... -_-
Bu kitapta vampir fantezisinden düzen fantezisine atlıyoruz. Safkanların ve Melezlerin barındığı Akit'leri tanıyoruz. Birazcık daha yunan mitolojisine dalış yapıyoruz ki kitabın asıl güzel kısımları oralar zaten. Ne zaman Zeus'tan, Apollon'dan laf açılsa Alex sürekli tanrıların ne kadar abazan olduğuyla ilgili yorumlar yapıyor. Bir de Piperi Nine diye çatlak bir kahin kadın var ki kadın bu kitapta puf olup kayboluyor. (?!)
Alex, Aiden'in koruma içgüdüsü saçmalıkları (aslında saçmalık değil ama susuyorum U_U) yüzünden Seth'le daha çok zaman geçirmeye başlıyor.
BİR SANİYE. KONTROLÜMÜ KAYBETMEDEN ÖNCE SERİNİN DİĞER KİTAPLARINI GÖSTERMELİYİM! BİLİYORUM HİÇ BİR HALT ANLAMIYORSUNUZ AMA OLSUN!!!!!!!!
|
Melez Sözleşmeleri #3
Deity hala çevriliyor.
Ve bana kalırsa serinin en salak kapağına sahip. |
|
Melez Sözleşmeleri #4
RO RO RO ROAAAĞRR-! |
Sanırım 5. kitabın kapağı daha belli değil.
|
Melez Sözleşmeleri #0,5
Daimon(İblis) Melez Sözleşmelerinin Novellası*. |
|
Melez Sözleşmeleri #3,5
Elixir(İksir) de göz attığım kadarıyla (Evet, şu an elimde var ama Deity'i okumadığım için okuyamıyorum ;A;) Aiden'in gözünden yazılmış bir Melez Sözleşmeleri Novellası*. |
*Novella: Romanda bahsedilmeyen kısımlara değinilen kısa hikayeler gibi bir şey. (Açıklamayı tekrar okur ve kendini ayakta alkışlar skljadf)
SHERLOCK HOLMES
AKIL OYUNLARININ GÖLGESİNDE - Sir Arthur Conan Doyle
Sherlock Holmes'un Martı yayınlarından çıkan serisinin ilk kitabı.
Hikaye hikaye olduğu için arkasında bir şey yazmıyor. O yüzden pek bir şey de diyemeyeceğim.
Güzeldi. Güzeldi ama lanet olsun ben bunu 2 ayda mı ne okudum. Araya 50 tane kitap girdi. İstesem 1 gecede oturup bitirirdim çünkü kendini okutan ve de çok kolay okunan bir kitaptı AMA 2 AY NE LAN?! 2 AY DİYORUM ASŞDKFJSDKF.
HER NEYSE...
Ergen kitabı okumaktan hoşlanmıyorsanız okuyun, okutun. Güzel kitap kendisi. U_U
DEDEKTİF KURUKAFA - Derek Landy
Meleksi Böğürüşler'e bu seriyi bana önerdiği için kaç bin kere teşekkür ettim bilmiyorum ama umarım sıkmıyorumdur. CİDDEN TEŞEKKÜR EDERİM.
|
Dedektif Kurukafa #1 |
Normal şartlar altında Dedektif Kurukafa serisinin ilgimi çekmesi için bayağı bir zaman geçmesi gerekirdi (Çünkü her ay kitaplara tüm harçlığımı gömmekten bir hal oluyorum.) ama şanslıyım ki
Meleksi Böğürüşler bana bu seriyi önerdi.
CİDDEN ŞANSLIYIM LAN. ÜHÜHÜHÜ ;O; *mutluluk gözyaşları*
Dedektif Kurukafa'nın şu an 3. kitabındayım. Aslında dün başladım ve yarısını geçtim, muhtemelen bu gece okursam da 4. kitaba geçerim. Fazla kitap okumaktan beynim eriyor ama yapabileceğim herhangi bir şey yok. Okumam gereken çooooook fazla kitap var. Kitaplığım kafamda patlamak üzere.
Öncelikle Dedektif Kurukafa'daki karakterlerin hepsi çok süper ve çok komik. Şu ana kadar sevemediğim bir karakter olmadı. Ama favorilerim arasında Dedektif Kurukafa(Egoist), Gordon Edgley(Narsist), Finbar Wrong(Moron) genelde başı çekiyor. Elbette Valkyrie Cain(Çok Bilmiş), Tanith Low(Artist), Yaytopuklu Jack(Ne olduğunu çözemedim ama komik), Billy-Ray Sanguine(...Kovboy?), Serpine(Sorunlu Sadist) ve diğerlerini de çok seviyorum. (Çaktırmayın ama aklıma başka ad gelmedi. asldfkj)
|
Dedektif Kurukafa #2 |
Kısacası bu kitaptaki karakterleri sevmemek için deli olmak lazım. Tabii Stephanie'nin kuzenleri Zehirli İkizler ve anneleri Beryl'i saymazsak.
Karakterleri bir kenara bırakıp da kitaptan bahsetmek gerekirse bir aksiyon sahnesi için boş boş 200-300 sayfa okutmuyor. Tam tersine 20-30 sayfada bir birileri dövüşüyor, birileri kaçıyor, hep bir şeyler oluyor. Zaten kitabın asıl eğlencesi de bu.
Tüm karakterler yeri gelince saçmalıyor. Bazen birileri felsefe yapıyor. Bazen herkes saçmalıyor, bazense birileri normal olmaya çalışıp da beceremiyor.
En kötüsüyse o kadar Dedektif Kurukafa okuduktan sonra insanların senden hayata kaldığın yerden devam etmeni beklemesi.
Kitapla karşılaştırırsak ortada bir hayat göremiyorum .___.
Badass bir büyücü olsam ne olurdu sanki?
Lanet olsun, Titehtif Gurugafaeee!!!!!!!!!!!!
|
Dedektif Kurukafa #3 Hmm... Evet, biliyorum, üzerinde koca koca ///idefix/ yazıyor AMA NE YAPABİLİRİM?!?!? asldfkj |
ALTIN ZAMBAK - Richelle Mead
Yavaş yavaş beynimi kaybettiğimi hissediyorum........
ÖHÖM.
Altın Zambak, Vampir Akademisi'nin Spinn Off serisi Kanbağı'nın ikinci kitabı olur. (Sanki annemin amcasının eniştesinin kızının 6. kuşaktan torununun babası demiş gibi oldu aslkf) Ve, eee... Vampir Akademisi o kadar kötü bir seri değil. İnanın bana. SADECE KAPAKLARI ÇOK VAHİM.
Bu arada Kanbağı'nda çok fazla vampir, kan, vs. sohbeti dönmüyor. Zaten kız büyülerden, vampirlerden ve onların kanla ilgili şeyslerinden bayağı tırsık biri, hem de simyacı olduğu için (Eeee... UZUN HİKAYE -_-") mide bulandırıcı derecede "OH TANRIM, SEKSİ BİR VAMPİRRİRİRİRİRİ!!!" gibi sohbetler olmuyor.
Daha çok Richelle Mead muhtemelen Adrian gibi muhteşem bir karakteri (Efit, tam anlamıyla pörfikt bir abimiz olur kendisi, pek işe yaramasa da sanatsal, iyi kalpli ve yardım severdir. Ayrıca şıp diye aşık olup çok bağlanır, sonra da hep süründürülür. (Ha, bu arada RUS U_U (Ve kumral(kahverengi olan kumral)saçlı ve yeşil gözlü.))) ortada bırakamayacağını anladığı için yazdığı bir seri. SONUÇTA O ADRIAN. EDDDRİYINN. EDRİYIN. TEKRAR EDİYORUM; O EDRİYIN.
Bir saniye, cıvatalarım gevşedi. Sıkıştırıp geliyorum...
Ee.. Şimdi farkettim de Vampir Akademisini bilmediğinizi varsayıp da olayı anlatmaya kalkışırsam bayağı bir uzun sürer ve ben üşeniyorum. KEHKEHKEH.
Bu kadar berbat bir tanıtım/yorum/her ne haltsa artık olduğu için üzgünüm.
UĞULTULU TEPELER - Emily Bronte
Özet geçmek gerekirse; herkesin öve öve bir hal olduğu ama benim bir halt anlamadığım klasik.
Hayır, ya benim okuduğumda bir sorun vardı, gerçekten Heathcliff süper bir karakterdi ve bunu bir tek ben anlayamadım; ya da ciddi ciddi gerizekalıyım.
Ama CİDDEN ben bir şey anlayamadım. ._.
OBSİDİYEN - Jennifer L. Armentrout
Evet, biliyorum, yine, YİNE Jennifer L. Armentrout kitabı.
Ama kendimi durduramadım. Beleşti.
Elbette böyle salak bir kapağı olan bir kitabı evimde tutmak gibi bir yanlışa da düşmedim, gittim ve kitabı internetten indirdim.
İngilizce falan ama bir şekilde idare ediyorum. Yani, sanırım... Öyle olmalı?!
OBSİDİYEN NİNJA EDITION-
(Bunu bir Lux fanı görürse bildiğin, işim bitti... Nefret cinayetine kurban giderim yemin ediyorum.)
|
PEPE'YE MERHABA DİYİN!
PEPE ...(?) YAŞINDA VE KİTAP KAPAKLARINDA KIZLARIN KENDİSİNE SARILMASINDAN HOŞLANIYOR.
AYRICA PHOTOSHOPTA YEŞİL YAPILAN GÖZLERE GİZLİ BİR FETİŞİ VAR. |
Ha, bu arada evet, kitap kapağındaki adamın adı Pepe. 20 küsür yaşındaydı sanırım. Hatırlayamadım. Bir sitede yazarın yanında fotorafı vardı oradan biliyorum. AMA PEPE. PEPE LAN. CİDDİ CİDDİ PEPE ADAMIN ADI ASKLDFNSMDLFK.
Çişimiz tuvaleteeeeee
Kakamız tuvaleteeeeeeeeeğğ aslkdjasdfj
PEPE.
Tamam... Kendimi dizginlemeliyim.
Obsidiyen klasik insanüstü bir yaratık ve ayrıca süper-seksi-muhteşem-şu-bu-bilmem-ne olan bir oğlan la embesil bozması bir kızın hikayesi. Ama kız da oğlan da başlı başına bir fail olunca işler bayağı bir karışmış. Sürekli birbirlerine yavşamaktan çok didişiyorlar. VE EVET, BEN, YANİ NİNJA, KAVGA SEVERİM.
Daemon(uzaylı enişte) tam bir hırbo, öküz ve benzeri. Hal böyle olunca da kız Daemon abimizden lafını esirgemiyor. (Zaten kız Daemon'u ya "Douche" ya "Badass" ya da "SMEXYY o///w///o" olarak tanımlıyor.)
Başlarını 30 küsürden 120'lere kadar atladım çünkü ilk ciddi ciddi ingilizce okumam olduğundan beynim yandı. Ve yanlış hatırlamıyorsam şu an 300'lerdeyim ama en kısa zamanda tekrar en baştan başlamam gerekecek çünkü dediğim gibi BAYAAAA bir kısmı es geçtim.
Ama komik.
Cidden komik.
Ve hala Jennifer L. Armentrout'un ruh hastası olduğunu düşünüyorum.
Ayrıca Daemon'un kızı göl kenarına götürüp durma gibi saçma fantezileri var.
İlginç....
NOT: BİRİ BENİ ŞU ERGEN KİTAPLARINDAN UZAKLAŞTIRSIN. NOLUR......
NOTNOT: Blogger'da nasıl unfollow edildiğini bilen biri varsa o biri bana söylesin, ne olur. GERÇEKTEN SİTE OLMAYAN ŞEYLERİ BİLE İZLİYORUM. sakldfjlsşdakfj CİDDİYİM, DURUMUM ÇOK VAHİM.
NOTNOTNOT: Beynim yandı ve çok açım. Sanırım sadece açken mutlu olabiliyorum. Çünkü o zaman sadece yemek düşünüyorum sşlkadfj
EDIT: İmla imla imla imla İMLAAAA!
NOTNOTNOTNOT: Melez Sözleşmeleriyle ilgili Shipping-List paylaşmayı ve fangirl krizine girmeyi unuttum. Şu an çok yorgunum. Başka bir yazıda yaparım artık.