7 Ağustos 2016 Pazar

Çöker zağar

Bayağıdır hiç bir şey yazasım yok, hatta şu an hiç ama hiç yok ama bir şeyleri ertelemek için elimdeki en iyi seçenek bu.

Hayatımın içine ne kadar güzel ettiğimi geçmiş yıllarda uzun uzun anlattığıma göre bu konuları hiç bulaşmadan atlamak en güzeli.

İnsanların neden melek gibi olamayacağını anladım. Pervasızız, en planlı insan bile yapacaklarının gerçek sorumluluklarını yüklenmekten aciz.

Üniversite sınavları yüzünden girdiğim bunalımlarda "Hala hayatınıza devam edebiliyorsanız beni anlayamazsınız" gibisinden bir laf etmiştim. Artık kendimi de anlayamıyorum. İçim çürümüş demekki.

Bir yandan batırdıklarımı toplamaya çalışıyorum, bir yandan daha da batıyorum.

Gavur dediğim insanlardan daha gavurum.
Kendime karşı çok katıyım ama çok yumuşağım.

Çakma Batman kompleksimi aştım.

İlkokulda HOŞGÖRÜ HOŞGÖRÜ diye kafamızın etini yediklerini her sene tekrar tekrar kelimenin anlamını ezberlettiklerini hatırlıyorum.
Hoşgörü iyi bir şey değil.
Hoşgörü kusurları, yanlışları, bozulmaları kucaklamak demek. Hoşgörü benliğini kaybetmek, eriyip gitmek demek.
Farklılıklar hoşgörülmez, farklılıklara saygı gösterilir.
O yüzden hoşgörüyü şu an itibariyle hayatımın kanseri ilan etmiş bulunuyorum.

Yatakta kalmak ve yataktan çıkmak için büyük çaba harcıyorum her gün. Aklımı boşluktan çıkarabildiğim her an nimet gibi geliyor ama aslında cehennem oluyor. Dünya neden bu kadar battı diyince sürekli önceden aklıma gelenler geliyor.
Komik olacak ve belki de aptalca ama ne zaman bir şeyler düşünsem onunla alakalı şeyler oluyor gibi hissediyorum. (Aslında hissetmiyorum, cidden oluyor da.) Yani öngörmek gibi ya da sezmek ama tamamen aklıma gelmesinden ötürü.
Dünya başımıza yıkılacak gibi hissediyorum diyordum bir ara, bir ara da kuzenimin eskiden bana dedikleri aklıma geliyordu. Hepsi yuvarlanıp kafama çığ oldu düştü. Hepsinden bir felaket doğdu.

Uzun yaşamak istemiyorum, boş yaşamak istemiyorum.
Sürekli kanser olacak gibi hissediyorum, ya da kötü bir hastalığa yakalanıp sürünecekmişim gibi geliyor. Bazen hak ettiğimi düşünüyorum, bazense sadece geçmişim yok olsun istiyorum.
Asla yalnız olmadığım ve olamayacağım için insanlardan soyutlanmak kolay geliyor bazen, bazense gerçekten yalnız olduğumu düşünebilecek kadar aptal oluyorum.
Bu siteyi okuyan neredeyse hiç kimsenin gram Allah inancı yok onu da biliyorum (zaten genelde Rusya'dan botlar falan giriyor o da ayrı mesele) ama benim arkadaşlarım da çevrem de hep öyle olur zaten. Mal mıknatısı olmak tüm insanlara mahsus ama ben bir de onun üzerine gavur mıknatısıyım.

Hayattan daha ne kadar kaçabilirim, ne kadar her şeyi görmezden gelebilirim bilmiyorum. Sadece bana mahsus bir şey de değil, insanlık olarak nereye gidiyoruz bilmiyorum.

Annem sürekli istemiyorum diyip duruyorsun diyordu eskiden, bence benim en çok kullandığım kelime bilmiyorum.
Bilmiyorum.
Bilmiyorum.
Bilmiyorum.
Bir boku da bil lan.