5 Şubat 2015 Perşembe

Because you know, everyone likes (faked) twisted souls.

X-kit Guy fan sitesinin, Kuroko no Basket'in Ave Kuroko şeysinden sonra beni en yaran tumblr sitesi olduğunu kabullenmem gerek sanırım.
Url falan verirdim de bilmiyorum, kim uğraşacak? Meh.

Çoğu insan sorunlu olduğunu düşündüğü (sorunlu olan demiyorum dikkatinizi çekerim) insanlara sempati besliyor. İnsanlarda karşısındakilerin bir şeylerini düzeltme, yoluna koyma veya ne bileyim iyileştirme duygusu var. Sanırım o yüzden sorunlu insanları sevdiklerini zannediyorlar. Ya da tamamen iğrenç young adult romanlarının yan etkisi. Emin değilim.
Ama anladığım tek bir şey var, insanlar olarak sadece bebeklere evcil hayvan muamelesi yapmıyoruz. Birbirimize de evcil hayvan muamelesi yapıyoruz.
Ayrıca gerçekten sorunlu olan insanlarla kimse uğraşmıyor yemeyin beni. Ha, ben olsam ben de bulaşmam o ayrı mesele.

Bir gün ölümüm açlıktan olacak ve benim evdeki halimi hiç görmemiş insanlar şaşırıp kalacak. "Ne yani, o obez ruhlu mu açlıktan öldü?", "Yoksa 2 saat ağzına çöp doldurmayınca metabolizması mı çöktü?" diyecekler. Ama ben insanlardan ve günlük hayattan uzak kaldığım anda uyanmayı, yemek yemeyi, tuvalete gitmeyi, konuşmayı falan askıya alıyorum. Bir gün kusmuk rengi bir insanımsı bitkiyle karşı karşıya gelirseniz muhtemelen o benim mutasyona uğrayıp otlaşmış halimdir bir selam çakın.

Birinin gölgesinde büyümenin ne olduğunu hiç bir zaman anlamadım ama şu an gölgedeyim ve bok gibi bir duyguymuş.

Hayatımın sonuna kadar mızıklanmak istemiyorum.

Sanırım hayatımın sonuna kadar mızıklanıcam.

İçimdeki cehenneme çıra olma içgüdüsü gün geçtikçe büyüyor. Endişelenmeli miyim, evet.

Yaşamakta bir amaç bulamamayı ve görememeyi bambaşka bir boyuta taşıdım ve ilk kez cidden tıngırıma takmadan yuvarlanıyorum. İnsanlık tarihinde gelmiş geçmiş, psikolojikman kendi kendini tetikleyen en sefil durumdayım. İntihara meyilli insanlar bile benden daha çok duygu hissediyor.

Gebermemem için ağzıma hormon ilaçları dayanmasından o kadar bıktım ki artık ne diyeyim bilmiyorum. Gerçekten nefret ediyorum. Ölsem çırayım, ölmesem bir bok olduğu yok sadece şiddetli bir artış gösteren bir sıçış gösteriyorum. Ama aynı zamanda hastanelerde sürünmek de istemiyorum. Kanser olursam boku yerim ama muhtemelen de kanserden falan ölücem o yüzden gerçekten bilmiyorum.
Bu paragrafı Allah korusun diye noktalıycam. Her ağzımdan çıkan doğru olursa vay halime.

Artık soru cümlelerimin ardına soru işareti koymayı unutuyorum. Sorularım artık soru anlamı taşımıyor ya da ben cevapları o kadar umursamıyorum ki ağzımdan çıkanın soru olduğunu fark etmiyorum. Soru işareti koymam gerektiğini anlamam için tekrar tekrar okumam gerekiyor.

Özel hayat falan hep yalan. Gerçek olsa benimle ilgili bu kadar şey öğrenemezdiniz.

Ya nasıl diyeyim bilmiyorum ama bizim ailede biraz somatizasyon var. Ve annem ne zaman ortalıkta sürttüğümü görse homurdanıp sonra da senin yüzünden böyleyim midem ağrıyor diye bıkbık ediyor. Eskiden kızardım yok işte insan bloga geçip de anasına babasına söver mi diye, şu an hiç bir bok farkım yok onu da biliyorum ama... Cidden sıktı.

Sanki hayat çok ses çıkaran bir kara sinek ve ben de sıcaktan bunalmış bir şekilde elini sallayarak kara sineği kovalarken arada sineğin poposuna vurunca tiksinen o garip insanım.

Her an
Her dakika ömrümü boşa harcadığımın bilincinde(değilim aslında)yim.

Ömrümü sağlıklı bir şekilde harcamam için ne yapmam gerekiyor. Şu an yahoo answersdan baktım da tam olarak karşılığını bulamadım. Sanırım aramaya devam etmeliyim.
.
.
Buldum;

Artık insanları tipsiz ve idare eder yerine hepimiz insanız diye sınıflandırıyorum. Fark ettim ki güzel sanılan insanlar bile fena tipsiz. Kanıtlayabilirim. Elimde belgeler var.

Çok sıkıldım evet ama yeni bir yere alışmak istiyor muyum, hayır. Yeni yerler görmek istiyor muyum, hayır. Her zaman benliğimdeki narsistliğin bir kedimsi yanı olduğunu düşünmüştüm ama şu an bodoslama sokak kedisi tarzı bir hayat felsefem var. Olmadı poşet yerik, kanka.

Depresyonu çok yanlış tanımlayan insanlar var bence. Yani tamam trendinizdir, alın baş tacınız edin, romantikleştirin artık tıngırıma takmıyorum da bence depresyon yalnız kaldığında ergenliğinden hissettiğin boktan bir duygu değil. Hayat yüzüne sıçmış ve sen yüzünde bokla etrafta dolaşıp ağlamamaya çalışırken aynı zamanda da herhangi birini parçalamamaya çalışıyormuşsun gibi bir şey. Bir de vücut dengen anormal bozuluyor yani böyle tüm kirli kan beyninde birikiyormuş gibi hissediyorsun.
Ya da ben çok yanlış anladım ve hayatım derpesyonda geçiyor.
Sanmıyorum.
Bence depresyon çok ele ayağa düşürülmüş. Yani ben hiç oooo depresyona girdim bak işte diye ortalıkta dolanmadım en azından. Dolaşıyorsan da ne mutlu.

Önceden içtiğim sonra bıraktığım ve şimdi yeniden başlamam gereken bir ilacın prospektüsünde
 ciddi kişisel veya ailevi sonuçlarına rağmen güçlü kumar oynama isteği -anormal veya olağan dışı düşünceler
yazıyormuş. İlk içtiğimde öyle şeyler hissetmemiştim ama bakalım belki bir kaç haftaya beni evden kaçıp Las Vegas'ta sürünürken bulursunuz. (Uçak parasını da kumardan kazanırım herhalde.)

Çikolata tiksintim o kadar büyüdü ki çikolata reklamı gördüğümde öğürüyorum artık.

Ayaklarım uyuştu sanırım salak salak yahoo answers sayfalarında dolaşmaktansa kalkıp biraz dolaşıp uyumam gerek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder